İŞ KANUNUNA GÖRE TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA

 

İŞ KANUNUNA GÖRE TOPLU İŞÇİ ÇIKARMA

Bu yazımızda 4857 sayılı İş Kanununa göre toplu işçi çıkarma kavramının ne olduğunu izah etmek istiyoruz.

Toplu işçi çıkarma genel olarak, belirli sayıda bir işçi topluluğunun iş sözleşmelerinin belirli bir gün veya dönem içerisinde işveren tarafından feshedilmesi olup bu işlemin gerçekleşmesinden önce, gerçekleşme sürecinde ve gerçekleşmesinden sonra yapılması gerekenler ile işçilerin bu işlem karşısında sahip oldukları hakların ne olduğu 4857 sayılı İş Kanununun 29 uncu maddesinde ele alınmıştır.

Yazımızın içeriği bu madde esas alınarak hazırlanmıştır.

Toplu İşçi Çıkarma Nedir?

Belirli sayıda işçinin iş sözleşmesinin sona ermesinin toplu işçi çıkarma sayılıp sayılmayacağı dört önemli değişken kapsamında değerlendirilmektedir.

Bunlar; işyerinde çalışan işçi sayısı, iş sözleşmesi sona erdirilen işçi sayısı, iş sözleşmesinin fesih sebebi ile fesih tarihi veya dönemidir.

 

 

Sonuç olarak topluluk halinde bir grup işçinin iş sözleşmesinin sona erdirilmesinde bu dört değişkenin yasada tanımlanan şartlar çerçevesinde biraraya gelmesi durumu toplu işçi çıkarma kabul edilecektir.

Buna göre;

20 ile 100 işçi arasında ise; en az 10 işçinin,

101 ile 300 işçi arasında ise; en az % 10 oranında işçinin;

301 ve daha fazla ise en az 30 işçinin;

 

 

 

 

Sona erdirilmesi toplu işçi çıkarma sayılır.

17 inci Madde Uyarınca İşverence Fesih Nasıl Yapılır?

İşveren tarafından 17 nci madde kapsamında fesih yapılması demek iş ilişkisinin devamının işverence istenmediği, ancak işverenin iş sözleşmesinin feshini gerektirecek haklı nedeninin bulunmadığı, bir başka deyişle iş sözleşmesinin feshinin sağlık sebeplerine, ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hallere veya zorunlu nedenlere dayanmadığı, bu anlamda iş sözleşmesinin işverence yasal prosedürler işletilmek suretiyle sona erdirileceği anlamına gelmektedir.

İş sözleşmesinin işverenlerce 17 nci madde uyarınca feshinde aşağıda belirtilen hususlara riayet edilmesi gerekmektedir.

 

 

 

Sonuç olarak toplu işçi çıkarma işleminde işveren tarafından 17 nci madde uyarınca yapılan fesih işlemlerinin sayısı önem arz etmektedir.

SGK işten çıkış kodu (04) olan fesih işlemlerinin sayısal durumu fesih işlemlerinin toplu işçi çıkarma kapsamında olup olmadığı bakımından değerlendirmeye alınır.

 

17 nci madde haricinde işveren tarafından yapılan fesih işlemleri ile hangi nedenle olursa olsun işçi tarafından yapılan fesih işlemleri toplu işçi çıkarma konusunda dikkate alınmaz.

Bir Aylık Sürenin Değerlendirilmesi:

Toplu işçi çıkarma kapsamında değerlendirilebilecek işçi sayısına sahip bir işyerinde işverence 17 nci madde kapsamında yapılan fesihler sayıca toplanır.

Eğer bu fesihler bir aylık süre içinde aynı veya farklı tarihte toplu iş çıkarma oran veya sayısını aşıyor ise toplu işçi çıkarma kabul edilir.

Bahsi geçen bir aylık süre takvim ayı değildir. Bu anlamda işverence 17 nci madde uyarınca yapılan her fesih işlemi itibariyle ertesi ayın aynı gününe denk gelen tarihe kadarki bir aylık sürede yapılan fesih işlemlerinin sayısal toplamı dikkate alınacaktır.

Toplu İşçi Çıkarma Nedenleri:

            Yasa metninden toplu işçi çıkarma işleminin ancak ekonomik, teknolojik, yapısal ve benzeri işletme, işyeri veya işin gerekleri sonucu yapılabileceği anlaşılmaktadır.

Bu anlamda işverenin veya işyerinin iş hacminde meydana gelen daralma; işyerinde yeni teknolojik gelişmelerin uyarlanması sebebiyle ortaya çıkan işçi fazlalığı; işyerindeki asıl işin bir bölümünün veya yardımcı işlerin dışarıdan hizmet alımı yoluyla temin cihetine gidilmesi; bölüm veya birim kapatılması gibi nedenler toplu işçi çıkarma sebebi olarak kabul edilebilecektir.

İş güvencesi kapsamında olan işçiler için yukarıda bahsi geçen durumlar ile buna bağlı olarak işveren tarafından yapılan toplu işçi çıkarma işlemi 17 nci madde kapsamında geçerli sebep olarak değerlendirilmektedir.

Ancak her ne şekilde olursa olsun işverenler tarafından toplu işçi çıkarılması konusu 4857 sayılı İş Kanununda yer alan iş güvencesine yönelik hükümlerin (18, 19 20 ve 21 nci maddeler) uygulanmasını engellemek amacıyla kullanamaz.

Aksi halde işçiler işveren tarafından yapılan fesih işleminin aslında toplu işçi çıkarma işlemi olmadığını, bu işlemin görünüşte bir geçerli sebep oluşturmak amacıyla kullanıldığını ileri sürerek yukarıda bahsi geçen maddelere göre işe iade konulu dava açabilirler.

Toplu İşçi Çıkarma İşleminde Usul:

İşveren tarafından 17 nci madde hükümleri uyarınca yapılacak fesih işlemlerinin sayısal çoğunluğu göz önüne alındığında işyerinde çalışan işçi sayısına göre bu fesih işlemelerinin toplu işçi çıkarma tanımı içine girmesi halinde bu konuda işverenler tarafından belirli bir prosedür izlenmesi gerekmektedir.

 

1) Yazılı Bildirim:

Toplu işçi çıkarma yapmak isteyen işverenlerin bu durumu en az otuz gün önceden bir yazı ile varsa işyeri sendika temsilcilerine ve bağlı olunan Türkiye İş Kurumu ilgili birimine bildirmeleri gerekmektedir.

Bu bildirimde işçi çıkarmanın sebepleri, bundan etkilenecek işçi sayısı ve grupları ile işe son verme işlemlerinin hangi zaman diliminde gerçekleşeceğine ilişkin bilgilerin bulunması zorunludur.

Bildirimin kurum kayıtlarına giriş tarihi bu konuda yapılacak incelemelerde belirleyici olmaktadır.

2) Görüşme Yapılması:

Bilindiği üzere işyeri uygulamaları çerçevesinde işverenin yönetim hakkı bulunmaktadır. Bu yönetim hakkının da işverenler tarafından objektif iyi niyet kuralları ve eşitlik ilkesi çerçevesinde kullanılması esastır.

Ancak son yıllarda işçilerin yönetime katılmalarını destekleyen, işyeri ile ilgili alınacak bir kısım kararlarda işçilerin de görüşlerinin alınmasına önem veren, bir anlamda karar alma süreçlerini ‘yönetim’ kavramından ‘yönetişim’ kavramına doğru ilerleten görüşler ağırlık kazanmaktadır.

Bu görüşler doğrultusunda bizim de iş mevzuatımızda işçileri de karar alma süreçlerine ekleyen az da olsa bir kısım hükümler ve düzenlemeler mevcuttur.

Bu bağlamda kabul edilecek bir düzenleme de toplu işçi çıkarma başlıklı yasa metninde yer almaktadır ki buna göre toplu işçi çıkarma konusunda ilgili kuruma bildirim yapılmasından sonra eğer işyerinde uygulanmakta olan bir toplu iş sözleşmesi var ise toplu işçi çıkarma konusunda işyeri sendika temsilcileri ile işverenin bir görüşme yapılması gerekmektedir.

İşveren ile işyeri sendika temsilcileri arasında yapılacak görüşmelerde, toplu işçi çıkarmanın önlenmesi yada çıkarılacak işçi sayısının azaltılması yahut çıkarmanın işçiler açısından olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi konuları ele alınır.

Yapılan görüşmeler sonucunda toplantının yapıldığını gösteren bir belge düzenlenmesi gerekmektedir.

Toplu iş sözleşmesi olmayan işyerleri için bu konuda bir görüşme yapılması zorunluluğu bulunmamaktadır.

4857 sayılı İş Kanununun tasarısında toplu iş sözleşmesi uygulanmayan işyerlerinde bu hususta işçi temsilcileri ile görüşme yapılmasına dair var olan düzenleme yasalaşma sürecinde madde metninden çıkarılmıştır.

 

3) Otuz Günlük Sürenin Beklenmesi:

Yukarıdaki ilk iki maddede, toplu işçi çıkarma yapmak isteyen işverenin aynı tarihte olacaksa fesih işlemlerini yapacağı veya bir aylık sürede farklı tarihlerde gerçekleşecekse fesih işlemlerine başlayacağı tarihten en az otuz gün önce durumu bir yazı ile Türkiye İş Kurumu ilgili birimine ve var ise toplu iş sözleşmesi tarafı olan işçi sendikasının işyeri temsilcilerine bildirmesi gerektiğini, yazılı bildirim sonrasında ise işyeri temsilcileri ile görüşme yaparak bunu bir tutanakla belgelendirmesi gerektiğini belirtmiştik.

4857 sayılı İş Kanununun 29 uncu maddesinde bu hususlar anlatıldıktan sonra “Fesih bildirimleri, işverenin toplu işçi çıkarma isteğini bölge müdürlüğüne (uygulamada artık Türkiye İş Kurumu ilgili birimine) bildirmesinden otuz gün sonra hüküm doğurur.” hükmü yer almaktadır.

Bu hükümden ilgili bildirimlerin (Devlet kurumuna ve taraf işçi sendikası işyeri temsilcilerine) yapılmasından sonraki 30 günlük sürede fesih işlemi yapılamayacağı anlamı çıkarılmaktadır.

Daha önce ele alındığı üzere işveren tarafından 17 nci madde hükmü uyarınca iki şekilde fesih işlemi gerçekleştirilebilir.

Bunlardan birincisi bildirimli fesih yoludur ki bu durum iş sözleşmesinin feshedileceği tarihin işçiye işyerindeki kıdem süresine bağlı olarak bildirim süresi kadar önce (2, 4, 6, 8 hafta) yazılı olarak bildirilmesinden ibarettir.

Bu durumda iş sözleşmesinin feshedileceği tarih işçiye önceden bildirilir, işçi bu ihbar öneli veya bildirim süresi denilen zaman zarfında işyerinde çalışır, bu arada iş arama izinleri işçiye kullandırılır ve fesih tarihi geldiğinde işçinin iş sözleşmesi sona erer.

İşte bu yol kullanılarak işveren tarafından bir fesih işlemi yapılacak, ancak bu fesih işlemi toplu işçi çıkarma kapsamında gerçekleşecek ise işçiye bildirim yapılmış olsa dahi bu fesih bildirimlerindeki ihbar öneli hemen işlemeye başlamaz yahut bir başka ifade ile bu bildirimler yapılmış olsa dahi hüküm doğurmaya başlamaz.

Fesih bildirimlerinin hüküm doğurmaya başlaması, yani bildirimli fesih yapılıyor ise bu amaçla kullanılan ihbar önelinin işlemesi ancak toplu işçi çıkarma konusunda işverenin ilgili kuruma ve var ise işyeri sendika temsilcilerine bu bildirimi yapmasından 30 gün sonra gerçekleşecektir.

Eğer işyerinde toplu iş sözleşmesi uygulanmıyor ise yine durum değişmeyecek fesih bildirimleri Türkiye İş Kurumu ilgili birimine bu konuda bildirim yapılmasından otuz gün sonra işlemeye, hüküm doğurmaya başlayacaktır.

İşveren tarafından 17 nci madde hükmü uyarınca fesih işlemi yapılabilmesinin ikinci yolu bildirim süresine ait ücretin peşin olarak işçiye ödenmesi (uygulamadaki adıyla ihbar tazminatının peşin olarak verilmesi) şeklindedir ki bu halde de yukarıda bahsi geçen 30 günlük sürede yani toplu işçi çıkarma konusundaki bildirimin Türkiye İş Kurumu ilgili birimi ile var ise işyeri sendikasına bildirilmesinden sonraki otuz günlük sürede bu şekilde bir fesih işlemi yapılamayacaktır.

Yasa koyucu tarafından bu 30 günlük sürenin bir anlamda “serinlik süresi”  olarak nitelendirilip değerlendirildiği anlaşılmaktadır.

Yasa koyucu bu hüküm ile toplu işçi çıkarma konusundaki işveren düşüncesinin ilgili bildirimlerin yazılı olarak yapılmasından sonra somutlaştığını, ancak bunun kesinlik kazanmasından önce işçi tarafı ile görüşülmek suretiyle yeniden değerlendirilmeye alınmasını, bu görüşme sonrasındaki karar ne ise onun uygulanmasını istemektedir. Zira bu görüşmenin amacı yasa metninde yer aldığı üzere “toplu işçi çıkarmanın önlenmesi yada çıkarılacak işçi sayısının azaltılması yahut çıkarmanın işçiler açısından olumsuz etkilerinin en aza indirilmesi” olarak karşımıza çıkmaktadır.

Eğer madde metni yasa tasarısında olduğu gibi kanunlaşsaydı toplu iş sözleşmesi olmayan işyerlerinde de bu görüşmenin işçilerin kendi aralarında belirleyecekleri işçi temsilcisi veya temsilcileri ile yapılması gerekecekti.

Sonuç olarak toplu işçi çıkarma yapılması durumunda bu konudaki bildirimin kamu kurumuna ve toplu iş sözleşmesi uygulanıyor ise taraf işçi sendikası işyeri temsilcilerine bildirilmesinden sonraki 30 günlük sürede “örtülü bir fesih yasağı” bulunmakta olup bu süre zarfında işveren tarafından 4857 sayılı İş Kanununun 17 inci maddesi hükmü uyarınca fesih yapılması mümkün bulunmamaktadır.

Eğer bu madde hükmü uyarınca fesih işlemi yapılır ise bu süre zarfında iş sözleşmesi işverence feshedilen işçi sayısı göz önüne alınarak işveren hakkında idari para cezası uygulanır.

Bu otuz günlük sürede iş sözleşmelerinin işveren tarafından 17 nci madde harici başka bir nedenle veya işçi tarafından her hangi bir nedenle sona erdirilmesine engel bir durum bulunmamaktadır.

Peki, işverenin yasal düzenlemelere uygun olarak toplu işçi çıkarma yapması halinde 4857 sayılı İş Kanununun 17 nci maddesi uyarınca verilmesi gereken bildirim öneli ne zaman başlayacak veya işveren bildirim süresine ait ücreti peşin ödemek suretiyle iş sözleşmesini feshedecek ise ilk hangi tarihte bu fesih işlemini yapacaktır?

Usul hukuku açısından bildirimin Türkiye İş Kurumu ilgili birimine yapıldığı gün sayılmaz.

Bildirim önelinin başlaması veya ihbar tazminatı ödeyerek fesih yapılabilmesi için bu tarih sonrasından 30 gün geçmesi gerekmektedir.

Gün sayısı takvimden sayma suretiyle de takip edilebilir.

30 uncu günün ertesi günü bildirim süresinin (ihbar önelinin) başlayacağı tarihtir. Eğer ihbar tazminatı verilerek işten çıkış yapılacak ise işte bu gün ilgili işçinin iş sözleşmesinin fesih tarihidir.

4) İlan Yükümlülüğü:

Eğer işyeri bütünüyle kapatılarak kesin ve devamlı suretle faaliyetine son verecek ve toplu işçi çıkarma bu amaçla yapılıyor ise işveren ilgili kuruma bildirim yaptıktan sonra bu durumu işyerinde ilan etmekle yükümlüdür. Ayrıca işyeri sendika temsilcileriyle görüşme yapılması gerek bulunmamaktadır.

 

 Toplu İşçi Çıkarma Prosedürü Uygulanmayacak Fesihler:

4857 sayılı İş Kanununun 29 uncu maddesine göre; mevsim ve kampanya işlerinde çalışan işçilerin işten çıkarılmaları hakkında, işten çıkarma bu işlerin niteliğine bağlı olarak yapılıyorsa, toplu işçi çıkarmaya ilişkin hükümler uygulanmaz.

(Esasen bu durum iş sözleşmesinin feshi değil iş sözleşmenin askıya alınmasıdır. Bu durumda SGK işten çıkış kodu 19 -mevsim bitimi- veya 20 -kampanya bitimi- olarak yazılır. Eğer işçi mevsim yada kampanya sonunda tekrar işe başlatılmamak üzere çıkarılıyor ise 04 kodu kullanılır.)

 

Toplu İşçi Çıkarma Sonrasında Dikkat Edilmesi Gerekenler:

İşveren toplu işçi çıkarmanın kesinleşmesinden itibaren altı ay içinde aynı nitelikteki iş için yeniden işçi almak istediği takdirde toplu işçi çıkarma işlemine konu olan işçilerden nitelikleri uygun olanları tercihen işe çağırmak zorundadır.

Bu çağrı yapılmaksızın işverenin yeni işçi alması uygun bulunmamaktadır. Ancak, bu hükme aykırılık halinde işveren aleyhine uygulanabilecek hukuki veya idari yaptırım hali Kanun metninde yer almamaktadır.

 

Toplu İşçi Çıkarma Hükümlerine Aykırılık ve İdari Para Cezası:

4857 sayılı İş Kanununun 100 üncü maddesine göre; bu Kanunun 29 uncu maddesindeki hükümlere aykırı olarak işçi çıkaran işveren veya işveren vekiline işten çıkardığı her işçi için idari para cezası verileceği belirtilmektedir.

Bu ceza, 2022 yılında bu durumdaki her işçi için 1.559-TL olarak uygulanmaktadır.

Yazımızın çalışma hayatındaki paydaşlarımıza faydalı olmasını temenni ediyoruz.

 

Ümit FIÇICI              
İş ve Sosyal Güvenlik Direktörü
E. İş Müfettişi

 

Yazarın Diğer Yazıları